7178 Bize Hişâm ed-Destevâî, Katâde’den tahdîs etti ki, Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Sahâbîler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e birtakım sorular sordular ve nihayet sormakta ısrar ettiler. Bunun üzerine Peygamber bir gün minbere çıktı da:
— “Bana her neden soracak olursanız, muhakkak sizlere beyân ederim” buyurdu.
Ben bu sırada sağa ve sola bakmaya başladım ki, herbir insan, başı elbisenin içinde olarak ağlıyordu. Bu sırada bir adam söze başladı ki, o birisiyle kavga ettiği zaman kendisi babasından başkasına nisbet olunurdu. O zât:
— Ey Allah’ın Peygamberi! Benim babam kimdir? diye sordu. Peygamber:
— “Baban Huzâfe’dir!” buyurdu. Bunun üzerine Omer söze başlayıp:
— Biz Allah’ın Rabb’imiz olduğuna, İslâm’ın dînimiz olduğuna, Muhammed’in rasûl olduğuna razı olduk. Bizler fitnelerin kötülüğünden Allah’a sığınırız! dedi.
Bunun üzerine Rasûlüllah:
— “Ben hayırda veşerrde aslâ bu günün benzerini görmüş değilim. Şu muhakkak ki bana cennet ve cehennem sûretlendi de nihayet ben bu ikisini şu duvarın önünde gördüm” buyurdu.
Katâde dedi ki: Bu hadîs şu âyetin yanında zikrolunuyor: “Ey îmân edenler, Allah’ın affettiği şeyleri -ki, eğer size açıklanırsa ve siz bunları Kur’ân inerken sorup da, hükmü kendinize izhâr edilirse fenanıza gidecektir – sormayın. Allah çok mağfiret edicidir, çok halimdir” (el-Mâide: 101).