"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 7165

7165 Bize İbnu Sîrîn, Abdurrahmân ibn Ebî Bekre’den; o da babası Ebû Bekre’den ve diğer bir adamdan -ki, o kimse (yani Humeyd ibn Abdirrahmân) benim nefsimde, Abdurrahmân ibn Ebî Bekre’den daha faziletlidir- tahdîs etti ki, Ebû Bekre (radıyallahü anh): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Minâ’da Nahr gününde insanlara hutbe yaptı da:

— “Bu hangi gündür biliyor musunuz?” buyurdu. Sahâbîler:

— Allah ve Rasûlü en bilendir! dediler.

Hattâ biz, Rasûlüllah bu güne eski adından başka bir ad verecek sandık.

Rasûlüllah:

— “Bu, nahr günü değil midir?” buyurdu. Biz:

— Evet yâ Rasûlallah, nahr günüdür! dedik. Rasûlüllah:

— “Bu içinde bulunduğunuz hangi beldedir? Bu, Mekke beldesi değil midir?” buyurdu.

Bizler:

— Evet yâ Rasûlallah, Mekke’dir! dedik. Rasûlüllah:

— “Şu hâlde iyi biliniz ki, bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün haram olduğu gibi; kanlarınız, mallarınız, namuslarınız ve bedenlerinizin dış yüzü olan derileriniz birbirinize haramdır (Her türlü saldırıdan korunmuştur). Dikkat edin! Bunu sizlere tebliğ ettim mi?” buyurdu.

Bizler:

— Evet tebliğ ettin! dedik. Rasûlüllah:

— “Allah’ım, şâhid ol!” dedikten sonra:

— “Bunu burada hazır bulunanlar, burada hazır bulunmayanlara (yani müstakbel nesillere) tebliğ etsin. Çünkü bâzı tebliğ edici, bunu kendisinden daha iyi belleyecek olana tebliğ edebilir” buyurdu.

Muhammed ibn Kesîr: Tebliğ böyle olmuştur (yani teblîğ çok kerre böyle hafızlardan daha iyi hafız olanlara yapılagelmiştir), dedi. Rasûlüllah:

— ”Benden sonra birbirinizin boyunlarını vuracak kâfirlere dönmeyiniz” buyurdu.

Abdurrahmân ibn Ebî Bekre şöyle dedi: Câriye ibnu Kudâme onu yaktığı vakit, el-Hadramî’nin yakıldığı gün olunca, Câriye kendi askerlerine:

— Ebû Bekre Nufey’e bakınız; o teslîm ve inkıyâd üzere mi yahut değil mi? dedi.

Askerler ona:

— İşte bu Ebû Bekre’dîr ki, o senin el-Hadramî’ye yaptığın işi görmektedir (belki o seni söz yahut silâhla reddetmektedir), dediler.

Abdurrahmân ibn Ebî Bekre, geçen senedle şöyle dedi: Bana annem, Ebû Bekre Nufey’den: Onun (onların: Belki o seni silâh yahut sözle inkâr etmiştir, dediklerini işittiği zaman): Eğer onlar evimde üzerime girmiş olsalardı, ben onlara karşı kendimi müdâfaa etmek için bir kamış deyneğini de uzanıp tutmazdım! dediğini tahdîs etti.