6875 Bize el-Leys, İbn Şihâb’dan; o da Urve’den; o da Âişe (r.anha)’den şöyle tahdîs etti (Âişe şöyle demiştir): Kureyş’in Mahzûm soyundan olup da hırsızlık etmiş bulunan bir kadının durumu, Kureyş’e haylî üzüntü vermişti. Onlar:
— Bu kadını cezadan afv hususunda Rasûlüllah ile kim konuşabilir? Bu hususta kelâm etmeye Rasûlüllah’ın sevgilisi olan Usâme’den başka kim cesaret edebilir ki? dediler.
Nihayet Usâme, bu hususta Rasûlüllah ile konuştu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Allah’ın ta’yîn ettiği cezalardan bir ceza hususunda şefaat mi ediyorsun?” buyurdu.
Sonra ayağa kalkıp bir hitabe yaparak şöyle dedi:
— “Ey insanlar! Sizden evvelki (ümmet)ler ancak şu sebebden sapmışlardır: Onlar aralarında şerefli bir kimse çaldığı zaman onu bırakırlardı da zayıf olan çaldığı zaman ona ceza uygularlardı. Allah ‘a yemîn ediyorum ki, eğer Muhammed’in kızı Fâtıma çalmış olaydı, muhakkak onun elini de keserdim!”.