6841 Bize Cerîr, el-A’meş’ten; o da Ibrâhîm et-Temîmî’den tahdîs etti ki, babası Yezîd ibn Şurayh şöyle demiştir: Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh):
— Bizim yanımızda, şu sahîfe hâriç, okumakta olduğumuz Allah Kitâbı’ndan başka yazılı bir kitâb yoktur! dedi.
Yezîd dedi ki: Bundan sonra Alî, o sahîfeyi çıkardı, İçinde yaralamalardan, diyet ve zekât develerinin yaşlarından birtakım hükümler yazılı idi. İçinde şu da yazılmıştı:
“Medine’nin Âir Dağı ile Sevr Dağı arasında bulunan sahası haremdir. Kim Medine’nin bu haremi içinde (Kitâb ve sünnete aykırı) bir iş meydana çıkarır yahut bir bid’atçıyı barındırırsa Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti onun üzerine olsun. Ondan kıyâmet günü hiçbir sarf ve hiçbir adl kabul olunmaz. Her kim de kendi efendilerinin izni olmadan başka bir kavmi velîler edinirse Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti onun üzerine olsun! Ondan kıyâmet günü hiçbir nafile ve hiçbir farz veya diyet kabul olunmaz. Müslümanların emânı birdir. Onların (köle ve kadın gibi) en aşağı olanları dahî bir harbîye emân verdiğinde, o emân bütün muslümânlarca mu’teber olur. Kim bir müslümânın verdiği ahdi bozarsa Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti onun üzerine olsun, kıyâmet günü ondan ne bir sarf, ne bir adl kabul olunmaz”.