Ve Yüce Allah’ın şu kavli: “… Ve Allah onu bir ilim üzere sapıttı… ” (el-câsiye: 23).
Ve Ebû Hureyre de: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: “Yâ Ebâ Hureyre! Senin kavuşacağın mukadderatı yazan kalemin mürekkebi) kurumuştur. Şu hâl üzere, sen ister hadımlaş, ister bırak (müsavidir)” buyurdu, dedi.
İbn Abbâs da: “İşte bunlardır ki, hayırlarda sür’at yarışı yaparlar ve bunlar onun için tâ önde gidenlerdir” (el-Mü’minûn: 61) âyeti hakkında: Onlar için saadet öne geçmiştir (yani onların tâatlere rağbet edip koşmaları, Allah’ın takdiriyle saadetin onlardan önce olması sebebiyledir), demiştir.
6676 İmrân ifan Husayn (radıyallahü anh) şöyle dedi: Bir kimse:
— Yâ Rasûlallah! Cennet ehli, ateş ehlinden (ayırdedilip) tanınıyor mu? diye sordu.
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Evet (ayırdedilip bilinir)” buyurdu.
O zât:
— Öyleyse (yânı cennetlik, cehennemlik ezelde biliniyorsa) işleyip çalışanlar niye böyle amel edip duruyorlar? dedi.
Rasûlüllah:
— “Herkes niçin yaratılmışsa, onun için çalışır -yahut: Kendisi için kolaylaştırılıp hazırlanan şey için çalışır-” buyurdu.