"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 6621

6621 Husayn ibn Abdirrahmân şöyle dedi: Ben Saîd ibn Cubeyr’in yanında idim, şöyle dedi: Bana İbn Abbâs radıyallahü anhüma tahdîs edip şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bütün ümmetler bana arz olunup gösterildi. Bir peygamber, yanına bir ümmet alıp geçiyordu. Bir peygamber, beraberinde bir toplulukla geçiyordu. Bir peygamber, beraberinde on kişiyle geçiyordu. Bir peygamber, beraberinde beş kişiyle geçiyordu. Bir peygamber de yalnız başına geçiyordu. Ben uzakta büyük bir karaltı gördüm de:

— Yâ Cibril! Bunlar benim ümmetim mi? diye sordum. O:

— Hayır değildir, lâkin şu ufka bak! dedi.

Ben oraya bakınca çok büyük bir karaltı gördüm.

Cibril:

— İşte bunlar senin ümmetindir. Bunların yetmiş bin olan öncüleri, üzerlerinde hiçbir hesâb ve azâb yoktur, dedi.

Ben:

— Niçin bunlara hesâb ve azâb yoktur? dedim. Cibril:

— Onlar ateşle dağlama tedavisi yapmazlar, rukye yapmazlar, eşya ve kuşlarla uğursuzluk inancına gitmezler, onlar ancak Rabb’lerine dayanıp güvenirlerdi, dedi”.

Peygamber bunu söyleyince Ukkâşe ibn Mıhsan kendisine doğru ayağa kalktı da:

— (Yâ Rasûlallah!) Beni onlardan kılması için Allah’a duâ ediver! dedi.

Rasûlüllah:

— “Yâ Allah! Bunu onlardan kıl!” diye duâ etti. Sonra O’na diğer bir adam kalktı da o da:

— Beni de onlardan kılması için Allah’a duâ ediver! dedi.

— “Bu hususta Ukkâşe senden öne geçti” buyurdu.