6559 Bize Katâde, Ukbe ibnu Abdilgâfir’den; o da Ebû Saîd (radıyallahü anh)’den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle zikretmiştir: “Sizden önce geçenler içinde yahut sizden önceki ümmetlerden bir adam vardı. Allah ona mal ve evlâd getirmişti, yân? ona mal vermişti.”
Dedi ki: “Kendisine ölüm yaklaşınca oğullarına:
— Ben sizler için hangi çeşit bir baba oldum? dedi. Oğulları:
— Sen bize hayırlı bir baba oldun, dediler. O da:
— Şu muhakkak ki, bu baba, Allah yanında bir hayır biriktirmemiştir, dedi.”
Katâde bu “Lem yebteir…” sözünü, “Allah yanında bir hayır biriktirmedi” diye tefsir etmiştir. “Baba şöyle devam etti:
— Bu baba, Allah huzuruna vardığında Allah onu azâb edecektir. Bunun için bakınız! Ben öldüğüm zaman siz beni yakınız, kapkara kömür olduğum zaman beni ezip öğüterek ufalayınız -yahut: Beni iyice inceltiniz-. Sonra şiddetli esen bir rüzgâr olduğu zaman benim zerrelerimi rüzgâra verip uçurunuz, dedi ve oğullarından bu söylediklerini yapacaklarına dâir:
— Rabb’ime yemîn olsun ki, yapacağız! diye kesin ahd ve mîsâklarım aldı. Sonra oğulları onun kendilerine söylediği bu işleri yaptılar. Allah Taâlâ o kimseye “Ol!” buyurdu, o da hemen bir adam olup ayakta durdu. Sonra Allah ona:
— Ey kulum, bu yaptığın vasiyete seni sevkeden nedir? diye sordu.
O zât:
— Sen’in mahâfetin -yahut: Sen’den korkmaktır-, dedi. Allah:
— Kusuru -yahut: Elden kaçan fırsatı- Allah’ın merhamet etmesi telâfi eder, buyurdu.”
Süleyman et-Teymî yahut Katâde şöyle dedi: Ben bu hadîsi Ebû Usmân’a tahdîs ettim. O da: Ben bunu Selmân el-Fârisî’den; o da Peygamber’den tahdîs ediyordu. Ancak o şunu ziyâde etti: “O adam: Benim zerrelerimi denize serpin, dedi” yahut Ebû Saîd’in tahdîs ettiği gibi.