Bu konuda Yahya ibnu Ebî İshâk’ın Enes’ten rivayet ettiği hadîs vardır.
6458 Bana Mâlik, Nâfi’den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) ‘den şöyle tahdîs etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gazveden yahut bir haccdan yahut bir umreden döndüğü zaman yolda yüksek bir yere çıktığında üç kerre tekbîr getirir, sonra şu sözleri söylerdi:
“Lâ ilahe ille’llâhu vahdehû lâ şerike lehü, lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve alâ kullî şey’in kadîrur. Âyibûne, tâibûne, âbidûne li-Rabbinâ hâmidûne. Sadaka’llâhû va’dehû ve nasara abdehû ve hezeme’l-ahzâbe vahdehû!
[ = Yoktur tapacak Çalap’tır ancak. O birdir. O’nun ortağı yoktur, mülk O’nundur. Hamd O’nundur. O herşeye gücü yetendir. Biz ancak Rabb’imize dönücüleriz, O’na tevbe edicileriz, O’na ibâdet edicileriz, O’na hamdedicileriz. Allah va’dinde doğru çıkmış, kulu (Muhammed’e)na yardım etmiş, bütün düşman topluluklarını yalnız başına bozguna uğratmıştır!].