Ve kendinden başka bir (dîn yahut neseb) kardeşine duâ tahsis eden kimsenin zikri.
Ebû Mûsâ el-Eş’arî de: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yâ Allah! Ubeyd’e, (yânı) Ebû Âmir’e mağfiret eyle!” diye duâ etti. (Benim için de:) “Yâ Allah! Abdullah ibn Kays lehine günâhını mağfiret eyle!” dedi.
6405 Bize Seleme ibnu’l-Ekva’ (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde Hayber gazvesine çıkmıştık. Giderken kaafileden bir adam (Âmir ibnu’l-Ekva’a):
— Yâ Âmir! Bize kısa vezinli şiirlerinden biraz işittirsen! dedi. Bu istek üzerine Âmir, bineğinden indi de onların develerini şu şiirini hatırlatıp söyleyerek yürütüyordu:
Tallahi levlâ’llâhu ma’htedeynâ Velâ tasaddaknâ velâ salleynâ….. ve bundan sonraki mısraları söylüyordu.
Yahya el-Kattân: Yezîd ibn Ebî Ubeyd bundan başka bir şiir de zikretti, lâkin ben onu ezberimde tutamadım, demiştir. Rasûlüllah:
— “Şiir inşâd edip develeri yollandıran kimdir?” diye sordu. Sahâbîler:
— Âmir ibnu’l-Ekva’dır! dediler. Rasûlüllah:
— “Allah Âmir’e rahmet eylesin!” diye duâ etti. Kaafileden bir adam (Omer ibnu’l-Hattâb):
— Yâ Rasülallah! Keşki Âmir’le (onun şiir ve yiğitliğiyle) bizleri faydalandırsaydın! dedi.
Nihayet Hayber’de ordu saff bağlayıp Yahûdîler’le harb ettikleri sırada Âmir, kendi kılıcının keskin tarafı kendisine isabet etti ve bu yaradan şehîd oldu. (Hayber’in fethedildiği gün) akşam olunca sahâbîler pekçok ateşler yakmışlardı. Rasûlüllah:
— “Bu ateşler nedir? Neyin üzerine yakıyorsunuz?” diye sordu.
Sahâbîler:
— Evcil eşeklerin etlerini pişirmek üzere! diye cevâb verdiler. Rasûlüllah:
— “O tencereler içinde olan etleri dökünüz, kapları da kırınız!” buyurdu.
Sahâbîler’den bir adam:
— Yâ Rasülallah! İçlerindeki etleri döküp kaplarını yıkasak olmaz mı? diye sordu.
Rasûlüllah:
— “Yâhud öyle yapınız!” buyurdu.