Ve Yüce Allah’ın şu kavilleri:
“Ey îmân edenler, aranızda gizli konuşacağınız vakit, günâhı, düşmanlığı, Peygamber’e isyanı fısıldaşmayın. İyiliği, takvayı fısıldaşın ve ancak huzurunda toplanacağınız Allah’tan korkun. Fısıltı, sırf şeytândandır, îmân edenleri tasaya düşürmek içindir. Halbuki bu, Allah’ın izni olmaksızın, onlara hiçbir şeyle zarar verici değildir. O hâlde mü’minler ancak Allah’a güvenip dayansınlar” (el-Mucâdile: 9-10);
“Ey îmân edenler, siz Peygamber’e gizli birşey arzetmek istediğiniz vakit, bu mahrem konuşmanızdan evvel sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı, daha temizdir. Fakat bulamazsanız, şübhe yok ki, Allah çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyicidir. Mahrem konuşmanızdan evvel sadakalar vereceğinizden korktunuz mu?
Çünkü işte yapmadınız. (Bununla beraber) Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. O hâlde namazı kılın. Zekâtı verin. Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdârdır”
(el-Mucâdile: 12-13).
6361 Bana Mâlik, Nâfi ‘den; oda Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) ‘den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Üç kişi bir arada bulundukları zaman, bunlardan ikisi, üçüncüyü bırakıp da gizli konuşmasınlar” buyurmuştur.