"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 6356

6356 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle derdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kubâ’ya gittiği zamanlarda teyzem Ümmü Haram bintu Milhân’ın yanına girerdi, o da kendisine yemek ikram ederdi. O sırada Ümmü Haram, Ubâde ibnu’s-Sâmit’in nikâhı altında idi. Yine bir gün Rasûlüllah onu ziyarete geldi ve evine girdi. Teyzem de O’na yemek ikram etti. Yemekten sonra Rasûlüllah bir müddet uyudu. Sonra gülerek uyandı.

Ümmü Haram dedi ki: Ben:

— Yâ Rasûlallah! Seni güldüren nedir? diye sordum. O:

— “Ru ‘yâmda bana ümmetimden birtakım insanlar şu deniz üstündeki gemilere biniyorlar da, hükümdarların tahtları üzerine kuruldukları gibi kurularak, Allah yolunda deniz harbine giden gaziler olarak gösterildiler”

-Râvî İshâk: Yâhud “Tahtlar üzerindeki melikler gibi” demiştir- buyurdu.

Ben:

— (Yâ Rasûlallah!) Beni de o deniz gazilerinden kılması için Allah’a duâ ediver! dedim.

Rasûlüllah da duâ etti. Bundan sonra başını yastığa koyup bir müddet daha uyudu. Sonra yine gülümseyerek uyandı. Ben yine:

— Yâ Rasûlallah! Seni güldüren nedir? diye sordum. Rasûlüllah:

— “Bu defa da bana ümmetimden birtakım insanlar gösterildi ki, bunlar da yine denizin üstündeki gemilere biniyorlar ve tahtları üzerine kurulmuş hükümdarlar olarak -yahut: Tahtları üstüne kurulmuş hükümdarlar gibi- Allah yolunda gazaya gidiyorlardı” buyurdu.

Ben yine:

— Beni de onlardan kılması için Allah’a duâ ediver! dedim.

— “Sen birincilerdensin” buyurdu.

Enes dedi ki: Hakîkaten Ümmü Haram, Muâviye ibn Ebî Sufyân’ın Şâm Valiliği zamanında ve onun kumandasında tertîb edilen deniz gazasına katılmak üzere gemiye bindi. Denizden karaya çıktığı zaman bindiği hayvanından düştü de şehîd oldu.