6339 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Abdullah ibn Ka’b ibn Mâlik haber verdi. Ona da Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle haber vermiştir: Alî, yani İbnu Ebî Tâlib, -son hastalığında- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından dışarı çıktı.,.
H ve yine bize Ahmed ibn Salih tahdîs etti. Bize Anbese tahdîs etti. Bize Yûnus tahdîs etti ki, İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Abdullah ibn Ka’b ibn Mâlik haber verdi; ona da İbn Abbâs şöyle haber vermiştir: Alî ibn Ebî Tâlib (radıyallahü anh), Peygamber’in vefat ettiği hastalığı sırasında, Peygamber’in yanından dışarı çıktığında insanlar:
— Yâ Eba’l-Hasen! Rasûlüllah (bu gece) nasıl sabahladı? diye sordular.
Alî:
— Allah’a hamd olsun, hastalıktan beri’ (yani iyileşmiş) olarak sabahladı! diye cevâb verdi.
Alî’nin bu cevâbı üzerine babam Abbâs, Alî’nin elini tuttu da Alî’ye:
— Sen Peygamber’in öleceğini -yahut: Şu hakîkati- görüp düşünüyor musun? Vallahi sen üç gün sonra asanın, yani başkasının kulu (me’mûru) olacaksın!. Vallahi ben Rasûlüllah’ın bu hastalığından yakında öleceğini kuvvetle sanıyorum. Çünkü ben Abdulmuttalib oğulları’nın yüzlerindeki ölüm alâmetini (tecrübemle) bilmekteyim. Şimdi sen bizi Rasûlüllah’ın yanına götür de biz (Hâşimîler adına kendisinden sonra devlet başkanlığı) işinin kimde olacağını kendisinden soralım. Eğer bu iş bizde olacaksa, biz bunu (Rasûlüllah’ın sağlığında) bilelim. Bizden başkasında olacaksa kendisine söyleyelim de bu işi bize vasiyet etsin! dedi.
Bunun üzerine Alî:
— Vallahi eğer biz bu işi Rasûlüllah’a sorar, O da bizi bundan men’ ederse, (O’nun vefatından) sonra insanlar bunu (delîl getirerek, halifeliği) bize ebediyyen vermezler. Bu sebeble ben bu halifelik mes’elesini Rasûlüllah’a ebediyyen sormam! diye yemîn etti.