6275 Sehl ibn Sa’d (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Şu muhakkak ki, Alî (radıyallahü anh)’ye isimleri içinde kendisine en sevimli olanı elbette “Ebû Turâb” künyesi idi. Yine muhakkak ki, kendisi bununla çağrılmaktan çok ferah duyardı. Bu künye ile ona isim takan, Peygamber’den başkası değildi. (Bu şöyle olmuştu:) Bir gün Alî, Fâtıma’ya öfkelenmiş, bundan dolayı dışarıya çıkmış, mescidin duvarlarından birinin dibine uzanıp yatmıştı. Peygamber de Alî’yi ta’kîb ederek yahut arayarak gelmişti. Birisi:
— İşte Alî duvarın dibinde yan-üstü yatmış! dedi.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Alî’nin yanına geldi ki, Alî, sırtı kum ve toprakla dolmuş hâlde yatıyordu. Peygamber onun sırtından toprakları eliyle silmeye ve:
– “Otur yâ Ebâ Turâb!” demeğe başladı.