Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şunları da söylemiştir:
“Hakîkî müflis, ancak kıyâmet gününde iflâs edendir”;
“Çok yenici olan gerçek pehlivan, ancak öfke sırasında kendi nefsine mâlik olan kimsedir”;
“Lâ mülke illâ lîlâhi (Hakîkî meliklik ancak Allah’a âiddir -diğer bir zabta göre: Allah’tan başka melik yoktur)”; Peygamber bu sözünde Allah’ı, melikliğin sonu olmakla vasıfladı. Sonra da melikleri zikredip, bunun dünyâ melikleri ma’nâsına da geldiğini delîllemek için şu âyeti söyledi:
“ (Belkîs:) Şübhesiz ki hükümdarlar bir memlekete girdikleri zaman orasını perişan ederler. Halkından şerefli olanları hor ve hakir kılarlar. Bunlar da böyle yapacaklardır… dedi” (en-Neml: 34).
6253 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) dedi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ” (İnsanlar üzüm ağacına) kerm diyorlar. Kerm, ancak mü’minin kalbidir”.