"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 6243

6243 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Salim ibn Abdillah haber verdi; ona da babası Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Omer ibnu’l-Hattâb, Rasûlüllah’ın beraberinde sahâbîlerinden bir topluluk içinde İbn Sayyâd denilen bir kâhinin bulunduğu tarafa doğru gittiler. Nihayet onu (Ensâr’dan) Mağale oğulları’nın kalesi içinde çocuklarla oynarken buldular. İbn Sayyâd, o günlerde henüz erlik çağına ermeye yaklaşmıştı. Bu genç kâhin, Rasûlüllah’i bilemedi, nihayet Rasûlüllah onun sırtına eliyle hafifçe vurduktan sonra:

— “Benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet eder misin?” deyince, hemen Rasûlüllah’a baktı ve:

— Senin Ümmîlerin Rasûlü olduğuna şehâdet ederim, dedi. Bundan sonra İbn Sayyâd:

— Sen benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet eder misin? dedi. Peygamber onun suâline cevâb vermeyip, onu eliyle itti ve sonra:

— “Ben Allah ‘a ve Allah’ın hakk rasûllerine îmân ettim” dedi. Bundan sonra İbn Sayyâd’a:

— “Düşte, törede ne görüyorsun?” diye sordu. O da:

— Bana doğru haber de gelir, yalan haber de gelir, dedi. Rasûlüllah:

— “Senin üzerine iş karıştırılmıştır” buyurdu.

Rasûlüllah ona:

— “Ben senin için gönlümde birşey sakladım?” dedi, (O: Nedir? dedi. Zihninde Duhân Sûresi’ni hatırlamıştı).

İbn Sayyâd:

— Gönlündeki “Duh”tur, diye cevâb verdi. Rasûlüllah:

— “Sus, yıkıl git! Haddini tecâvüz etme!” buyurdu. Omer:

— Yâ Rasûlallah! Bana onun hakkında izin verir misin ki, onun boynunu vurayım! dedi.

Rasûlüllah;

— “Eğer bu Deccâl ise sen onun üzerine musallat kılınmazsın (yani onu vurmağa me’mûr değilsin). Eğer Deccâl değil ise, onu öldürmekte senin için hiçbir hayır yoktur!” buyurdu.