Ka’b ibn Mâlik, Tebûk Gazvesine gitmeyip, Peygamberden geri kaldığı zaman, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) müslümânları bizimle konuşmaktan nehyetti, demiş ve bu ayrılığın elli gece olduğunu zikretmiştir.
6145 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
— “Ben senin bana öfkelenmeni ve hoşnûdluğunu muhakkak tanırım” buyurdu.
Âişe dedi ki: Ben:
— Sen bunu nasıl tanırsın yâ Rasûlallah? dedim. O:
— “Şübhesiz sen hoşnûd olduğun zaman (birşeyi tasdik ederken): ‘Muhammed’in Rabb’i hakkı için evet’ dersin; öfkeli olduğun zaman da (birşeyi inkâr ederken): ‘İbrahim’in Rabb’i hakki için hayır’ dersin” buyurdu.
Âişe dedi ki: Ben de:
— Evet öyledir. Fakat ben (öfkeli hâlde) yalnız Sen’in isminden ayrılırım (sevgin gönlümde yaşar), diye saygımı arzettim.