Bu, İbn Abbâs’tan; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den zikrolunuyor.
5795 Bize Şu’be, Ebû Bişr’den; o da Ebû Mütevekkil’den; o da Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)’den şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sahâbîlerinden bir grup insan Arab kabilelerinden bir oba halkının üzerine vardılar. O oba halkı gelen sahâbî grubuna yemek vermediler. Onlar böyle konuk edilmemiş hâlde bulundukları sırada birden o oba halkının seyyidi zehirli bir hayvan tarafından sokuldu. Bunun üzerine oradaki sahâbîlere:
— Sizin beraberinizde bir deva yahut rukye tedavisi yapan kimse var mı? dediler.
Sahâbîler de onlara:
— Sizler bizi konuk edip yemek yedirmediniz. Biz de, sizler bizim için bir ücret ta’yîn etmedikçe size rukye yapmayız! dediler.
Bunun akabinde kabile halkı, sahâbîler için ücret olarak bir bölük koyun sürüsü ayırdılar. Bundan sonra bir sahâbî Ümmü’l-Kur’ân’ı okumaya başladı. Tükrüğünü topluyor ve o hasta adamın üzerine tükürüyordu. Neticede o zât iyileşti. O kabîle halkı da koyun sürüsünü getirip teslim ettiler.
Sahâbîler, okuyan sahâbîye:
— Biz bu sürü parçasını Peygamber’e sormadıkça almayız, dediler.
Nihayet bunu Peygamber’e anlatıp sordular. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) güldü ve:
— “Sana bu sûrenin bir rukye olduğunu bildiren nedir? Bu sürü parçasını alın, bana da bir pay ayırın!” buyurdu.