5788 Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhüma’tan (o, şöyle demiştir): Omer ibn Hattâb, Şam’a doğru yola çıktı. Nihayet (Yermûk yakınında bir köy olan) Serğ’a vardığı zaman ordu kumandanları Ebû Ubeyde ibnu’l-Cerrâh ve arkadaşları kendisini karşıladılar ve Şâm arazîsinde veba hastalığı vuku’ bulduğunu ona haber verdiler.
İbn Abbâs dedi ki: Omer:
— İlk Muhacirler’i bana çağır, dedi.
Onları çağırdı da onlarla istişare etti ve onlara Şam’da veba vâki’ olduğunu haber verdi. Onlar (gitmek veya geri dönmek hususunda) ihtilâf ettiler. Bâzısı:
— Bir iş için çıkmışsın, o işten geri dönmeni doğru bulmayız.
Bâzısı da:
— İnsanların bakıyyesi ve Rasûlüllah’ın arkadaşları seninle beraberdirler. Onları şu veba üzerine götürmeni doğru görmeyiz, dediler.
Omer onlara:
— Yanımdan çıkın! dedi. Sonra:
— Ensâr’ı bana çağır, dedi.
Ben onları da Omer’in yanına da’vet ettim. Omer onlarla da istişare etti. Onlar da Muhâcirler’in yoluna girdiler ve onların ihtilâfları gibi ihtilâf ettiler. Bunun üzerine Omer onlara da:
— Yanımdan çıkın! dedi. Sonra:
— Kureyş ihtiyarlarından, fetih Muhacirler’inden burada bulunanları bana çağır, dedi.
Ben onları çağırdım. Onlardan ikisi bile Omer’e karşı ihtilâf etmedi. Onlar:
— İnsanları geriye döndürmeni ve halkı şu veba üstüne götürmemeni doğru görürüz, dediler.
Bunun üzerine Omer, insanlar arasında şöyle nida ettirdi:
— Ben sabahleyin bineğime binip geri döneceğim. Binâenaleyh siz de buna göre (hazırlanıp) sabahlayın, dedi.
Ebû Ubeyde ibnu’l-Cerrâh:
— Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? dedi. Omer:
— Keski bunu senden başkası söyleseydi yâ Ebâ Ubeyde! Evet Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. Şuna ne dersin: Şayet senin develerin olsa, iki yamacı olan bir vâdîye inseler -yahut indirsen- o yamaçlardan biri münbit, diğeri ise otsuz olsa, sen develeri bitek yerde gütsen, Allah’ın kaderi ile gütmüş; otsuz yerde gütsen, yine Allah’ın kaderi ile gütmüş değil misin? dedi.
İbn Abbâs dedi ki: Abdurrahmân ibn Avf, bir haceti yüzünden ortalıkta yok iken bu sırada çıkageldi ve şöyle dedi:
— Bu hususta bende bir ilim vardır ki, ben onu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan işittim şöyle buyuruyordu: “Bu hastalığın bir yerde çıktığını işittiğiniz zaman oraya gitmeyiniz. Hastalık sizin bulunduğunuz yerde vâki’ olursa, ondan kaçmak için sakın o yerden dışarı çıkmayınız!”
Abdullah:
— Bunun üzerine Omer, Allah’a hamdetti, sonra ayrıldı, demiştirtir.