5778 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Ubeydullah ibnu Abdillah şöyle haber verdi: Ona da Rasûlüllah ile bey’atlaşan ilk muhacir kadınlardan ve Ukâşe ibn Mıhsan’ın kızkardeşi olan Mıhsan kızı Ümmü Kays (radıyallahü anh) şöyle haber verdi: Ümmü Kays, kendisinin küçük bir oğlan çocuğunu Rasûlüllah’a getirdi. Çocuk uzre hastalığına tutulmuş olduğundan dolayı Ümmü Kays, çocuğun ağzının içine parmaklarını sokarak bademciği sıkıp kanını çıkarma ameliyesi uygulamıştı. Rasûlüllah bunun üzerine şöyle buyurdu:
— “Allah’tan korkup sakınınız! Niçin çocuklarınızın boğaz hastalığını böyle parmaklarınızla bademciği sıkıştırıp kanını çıkararak hastalığı giderme ameliyesi uyguluyor ve çocuklarınızın canlarını acıtıyorsunuz? Şu el-Ûdu’l-Hindî’yi kullanmaya devam ediniz. Çünkü bu Hind çubuğunda yedi türlü şifâ vardır. Zâtu’l-cenb hastalığının devası da ondandır.”
Rasûlüllah “Hind çubuğu” sözü ile-kâf ve tâ harfli- “el-Küst” bitkisini, yani kaaf ve ti harfiyle de “el-Kust” denilen bitkiyi kasdediyor. ez-Zuhrî: Bu kelime kâf, sîn, te ile de, kaaf, sîn, ti ile de lügattir, demiştir.