5721 Bize el-Cuayd ibn Abdirrahmân el-Kindî, Sa’d’ın kızı Âişe’den haber verdi ki, babası Sa’d ibn Ebî Vakkaas (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Mekke’de çok şiddetli bir hastalığa yakalandım. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana hasta ziyareti yapmak üzere geldi. Ben Peygamber’e:
— Ey Allah’ın Peygamberi! Ben (ölürsem) büyük bir mal bırakıyorum. Halbuki ben bir tek kız evlâdından başka mîrâsçı bırakmadım. Böyle olunca ben malımın üçte ikisini vasiyyet ediyorum da üçte birini bırakıyorum, dedim.
Peygamber:
— “Hayır. (Üçte ikinin hepsini vasiyyet etme)” buyurdu.
Ben:
— Öyleyse ben malımın yansını vasiyyet edeyim de yansını (mîras) bırakayım! dedim. Peygamber yine:
— “Hayır!” buyurdu.
Ben:
— Üçte birini vasiyyet edeyim de kızıma üçte ikisini bırakayım, dedim.
Peygamber:
— “Üçte bir (kâfidir), üçte bir de çoktur” buyurdu.
Sonra elini Sa’d’ın alnına koydu. Sonra elini yüzüm ve karnım üzerine sürüp meshetti. Sonra:
— “Yâ Allah! Sa’d’a şifâ ver ve ona hicretini tamâm eyle!” diye duâ etti.
Ben, bana tasavvur ettirildiğine göre, bir müddete kadar ciğerim üzerinde duran O’nun el sürmesinin soğukluğunu hissetmekte devam ettim.