"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 5697

Ebû Burde şöyle demiştir: Abdullah ibnu Selâm bana: Ben sana, içinden Peygamber’in içtiği bir kâseden içireyim mi? dedi.

5697 Sehl ibn Sa’d (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber’e Arab kavminden bir kadın zikredilmişti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Useyd es-Sâidî’ye, o kadına haber göndermesini emretti. Ebû Useyd de o kadına haber yolladı. Bunun üzerine kadın Medine’ye geldi ve Benû Sâide kalesine indi. Peygamber çıktı, nihayet kadının bulunduğu yere geldi ve yanına girdi. Başını aşağıya doğru eğmiş bir kadınla karşılaştı. Peygamber o kadına söz söyleyince, kadın:

— Senden Allah’a sığınırım, dedi. Peygamber de:

— “O hâlde ben de seni terkettim” buyurdu. Müteakiben oradakiler kadına:

— Sen O’nun kim olduğunu biliyor musun? dediler.

Kadın:

— Hayır bilmiyorum, dedi. Oradakiler:

— Bu, Allah’ın Rasûlü’dür; seni görüp zevceliğe istemek maksadıyla sana gelmişti, dediler.

Kadın:

— Ben Peygamber’le evlenmeyi kaçırmaktan dolayı bedbaht oldum, dedi.

(Sehl dedi ki:) O gün Peygamber dönüp geldi de, nihayet kendisi ve sahâbîleri Benû Sâide sofasında oturdular. Sonra Peygamber:

— “Yâ Sehl! Bize su ver!” buyurdu.

Ben de onlar için bu kadehi çıkardım ve bununla onlara su içirdim. Sehl’in râvîsi Ebû Hazım şöyle dedi: Sehl bu kadehi bize çıkarıp gösterdi, biz de bunun içinden teberrüken su içtik.

Dedi ki: Sonra bu hâdisenin ardından Omer ibnu Abdilazîz (Medîne Vâlîsi iken) Sehl’den bu kadehin kendisine hibe edilmesini istedi. Sehl de bu kadehi ona hibe etti.