"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 5462

5462 Ebû Katâde (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben bir gün Mekke yolu üzerindeki bir konak yerinde Peygamber’in sahâbîlerinden birtakım insanlarla beraber oturuyordum. Rasülullah da ön tarafımızda konak yapmıştı. Topluluğun hepsi umre niyetiyle ihrama girmişler, ben ise ihrama girmemiştim. Onlar bir yaban eşeği görmüşler. Ben ayakkabımı dikmekle meşgul iken onlar o hayvanı bana bildirmediler. Benim onu kendiliğimden görmüş olmamı arzu etmişlerdi. Ben döndüm ve o hayvanı gördüm. Hemen atıma doğru kalkıp onu eyerledim. Sonra bindim. Bu sırada kamçımı ve mızrağımı yerde unutmuşum. Hatırlayıp oradakilere;

— Kamçımı ve mızrağımı bana alıp uzatıverin, dedim. Onlar:

— Hayır vallahi, biz sana o hayvan aleyhine hiçbirşeyle yardım etmeyiz, dediler.

Ben öfkelendim ve inip bunları kendim aldım. Sonra binip yaban eşeği üzerine sür’atle koşturdum ve onu vurdum. Sonra ölmüş olarak hayvanı getirdim. Et piştikten sonra onun üzerine üşüşüp yiyorlardı. Sonra bu eti kendileri ihrâmlı iken yemeleri hususunda şübheye düştüler. Böylece yola koyulduk. Ben beraberimde ondan bir kol kemiği ayırmıştım. Rasûlüllah’a eriştik ve kendisine bunun hükmünü sorduk.

— “Beraberinizde ondan birşey var mı?” buyurdu.

Ben kendisine yanımda sakladığım kolu uzatıp verdim. Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihrâmlı olduğu hâlde o koldaki etlerin hepsini kemirip yedi.

Bu hadîsin râvîlerinden Muhammed ibnu Ca’fer: Ve bana Zeyd ibnu Eslem, Atâ ibn Yesâr’dan; o da Ebû Katâde’den olmak üzere bunun benzerini tahdîs etti, demiştir.