5436 Abdurrahmân ibn Ebî Bekr (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz bir seferde Peygamber’in maiyyetinde yüzotuz kişi bulunduk. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Sizden birinizin yanında yiyecek birşey var mıdır?” diye sordu.
O sırada bir kişinin yanında bir sâ’ yahut buna benzer bir kap erzak bulundu. Bu hemen yoğurulup hamur yapıldı. Sonra başı açık, perişan, uzun boylu bir müşrik kişi, bir koyun sürüsünü sürüp geldi. Peygamber ona:
— “Bunlarsatılık mı, yoksa atıyye -yahut: hediyye- midir?” diye sordu. Çoban:
— Hayır (atıyye ve hediyye değil), satılıktır, diye cevâb verdi.
Râvî dedi ki: Rasûlüllah ondan bir koyun satın aldı. Koyun kesildi. Peygamber (evvelâ) ciğer takımının pişirilmesini emretti. Allah’a yemîn ederim ki, yüzotuz içinden hiçbirisi eksik kalmadı, muhakkak Peygamber bu hayvanın ciğerinden bir parça kesip orada hazır bulunuyorsa hemen verdi, hâriçte bulunanların hissesini de onlar için alıkoydu. Sonra koyunun eti pişirilince iki kaba koydu. Biz hepimiz bu iki kaptan yedik ve doyduk. İki kapta biraz et arttı. Ben kalan eti deveye yükledim.
Râvî:Yâhud Abdurrahmân ibn Ebî Bekr’in dediği söz gibi, demiştir.