5369- Bize Alî ibn Abdillah el-Medenî tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Amr ibn Dînâr şöyle demiştir: Ben Saîd ibn Cubeyr’den işittim, o şöyle dedi: Ben İbn Omer’e la’netleşen karı-kocanın hükmünden (bunların arası ayrılır mı diye) sordum. İbn Omer şöyle cevâb verdi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) la’netleşecek karı ile kocaya hitaben:
— “Sizin hesabınız Allah’a âiddir. (Kulun bildiği şudur:) İkinizden biri yalancıdır” buyurdu.
La’netleşmeden sonra kocaya:
— “Artık bu kadın üzerinde senin hâkimiyetine hiçbir yol kalmadı” buyurdu.
Koca:
— Benim malım (verdiğim mehr bedeli ne olacak)? diye sordu. Peygamber:
— “O mal senin değildir. Çünkü sen kadına zina isnadında doğru söylemiş olsan bile, o malı sen kadının fercini kendine halâl kılmak mukaabilinde vermiş idin, (mal da kadının olmuş idi). Eğer ona sen zina isnadında yalan söylemiş isen, mehr malını istemek senden daha uzaktır” buyurdu.
Râvî Sufyân: Ben bu hadîsi Amr ibn Dinar’dan işitip ezberledim, demiştir.
Eyyûb es-Sahtıyânî de şöyle dedi: Ben Saîd ibn Cubeyr’den işittim, şöyle dedi: Ben İbn Omer’e:
— Karısıyle la’netleşmiş kimse (ayrılır mı)? dedim.
İbn Omer iki parmağıyle işaret etti…. Sufyân ibn Uyeyne de iki parmağı: Sebbâbe parmağı ile orta parmağı arasını ayırdı.
Peygamber de Aclân oğulları’ndan karı-kocanın arasını ayırdı da:
— “Allah ikinizden birinizin yalancı olduğunu bilmektedir. Sizden tevbe edecek var mı?” diye üç kerre sordu.
Buhârî’nin şeyhi Alî ibn Abdillah el-Medînî şöyle dedi: Bana Sufyân: Ben bu hadîsi Amr ibn Dinar’dan ve Eyyûb’dan sana haber verdiğim gibi ezberledim, demiştir.