"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 5328

Ve Yüce Allah’ın şu kavli: “…Kadınlara verdiğiniz birşeyi geri almanız sîze halâl olmaz. Meğer ki erkekle kadın, Allah’ın sınırlarını (evlilik haklarını) ayakta tutamayacaklarından korkmuş (ümîdlerini kesmiş) olsunlar. Eğer bu suretle siz de onların (karı-kocanın), Allah ‘ın sınırlarını hakkıyle muhafaza ve îfâ edemiyeceklerinden korkarsanız, o hâlde (kadının boşanmak için) fidye vermesinde ikisi üzerine de vebal yoktur. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Onları çiğneyip geçmeyin. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir” (el-Bakara: 229)

Omer (radıyallahü anh), devlet başkanı ve hâkim huzurunda olmaksızın yapılan hul’u geçerli kılmıştır. Usmân (radıyallahü anh) de kadının saç bağından başka mâlik olduğu şeylerle yapmış olduğu hul’u geçerli kılmıştır.

Tâvûs da: Kocanın karısından fidye alması, Allah’ın buyurduğu gibi, ancak Allah’ın karı-kocadan herbirine diğerine karşı muaşerette, sohbette farz kıldığı hususlarda “Allah’ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korktuklarında” halâl olur, demiştir. Tâvûs’un oğlu da: babam Tâvûs, beyinsizlerin söylediği “Kadın kocasına karşı: Ben seninle cünüblükten dolayı yıkanmam! deyinceye kadar hulu’ halâl olmaz” sözlerini söylemedi (Allah’ın buyurduğunu söyledi), demiştir.

5328- Bize Ezher ibnu Cemîl tahdîs etti. Bize Abdulvahhâb es-Sakafî tahdîs etti. Bize Hâlid el-Hazzâ, İkrime’den; o da İbn Abbâs radıyallahü anhüma’dan şöyle tahdîs etti: Sabit ibn Kays’ın karısı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi de:

— Yâ Rasûlallah! (Kocam) Sabit ibn Kays; ben ona ne ahlâk, ne de dîn hususunda darılmıyorum. Lâkin ben (kocamı çirkin gördüğümden) müslümânlık hayâtımda küfrü çirkin buluyorum (bu sebeble kocamdan ayrılmak istiyorum), dedi.

Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— “Sen Sâbit’in vaktiyle mehr verdiği bustânını kendisine geri verir misin?” diye sordu.

Kadın:

— Evet (geri veririm)» dedi. Rasûlüllah, Sabit ibn Kays’a:

— “Bahçeyi kabul et ve bu kadını bir talâk ile boşa!” buyurdu.

Ebû Abdillah el-Buhârî: Şeyhim Ezher ibnu Cemîl, bu hadîsi İbn Abbâs’a varan senedle rivayet etmesinde mutâbaa olunmuyor, dedi. (Çünkü başkaları bunu İkrime’den mürsel olarak rivayet etmiş, İbn Abbâs’ı zikretmemişlerdir).