5279 Bize Hişâm tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Urvetu’bnu’z-Zubeyr haber verdi. Ebû Bekr’in kızı Esma (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Zubeyr benimle evlendi. O zaman Zubeyr’in yeryüzünde maldan, köleden hiçbirşeyi yoktu. Onun dünyalık olarak su çekici deve ile atından başka birşeyi yoktu. Atının otunu, yemini de ben bulup verirdim, ben sulardım. Su kırbasını (söküldüğünde) ben dikerdim. Ben hamur yoğururdum. Yalnız ekmek yapmayı beceremezdim. Onu da Ensâr’dan komşularım olan kadınlar yapıverirlerdi. Bunlar (komşuluk hakkını gözeten) sadakatli, iyi kadınlardı. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Zubeyr’e bir mikdâr hurmalık ayırıp vermişti
Ben Zubeyr’in bu hurmalığından (deveye yedirmek için) başımın üstünde hurma çekirdeği taşırdım. Bu hurmalık, meskenimden bir fersahın üçte ikisi kadar uzaklıkta idi. Yine böyle bir gün, başımda hurma çekirdeği yüklü olarak evime gelirken (yolda) Rasûlüllah’a kavuştum. Yanında Ensâr’dan birtakım kimseler vardı. Rasûlüllah beni çağırdı. Sonra beni arkasında terkisine almak için devesine “Ih, ıh” dedi. Fakat ben erkeklerle beraber yolculuk etmekten utandım. Hem ben Zubeyr’i ve onun kıskançlığını hatırladım. Zubeyr insanların en kıskancı idi. (Ben da’vete icabet etmeyince) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), benim utandığımı anladı da devesini sürüp gitti
Zubeyr’in yanına geldiğimde, ona:
— Bugün Rasûlüllah, başımda hurma çekirdeği yüklü olarak bana rastladı. Yanında sahâbîlerinden bir cemâat de vardı. Beni bindirmek için devesini çökertmek istedi. Fakat ben utandım. Aynı zamanda senin kıskançlığını da hatırladım, dedim.
Bunun üzerine Zubeyr:
— Vallâhi senin hurma çekirdeği yükün, bana Rasûlüllah ile beraber deveye binmenden daha güç oldu, dedi.
Râvî Esma dedi ki: Ben, bu aile yükünü, sonra Ebû Bekr’in bana at seyisliği yapacak bir hizmetçi göndermesine kadar çektim. Babam (hizmetçi göndermekle) sanki beni cariyelikten âzâdlamıştı