5204-…….. Ben Ebû Hâzım’dan işittim, şöyle diyordu: Ben Sehl ibn Sa’d es-Sâidî (radıyallahü anh) den işittim, şöyle diyordu: Ben Rasulullah’ın yanında bir topluluk içinde idim. O sırada bir kadın geldi de:
— Yâ Rasûlallah! Bu kadın nefsini sana hibe etmiştir, sen bu kadın hakkında re’yini ortaya koy! dedi.
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadına hiçbir cevâb vermedi. Sonra kadın ayağa kalktı da yine:
— Yâ Rasûlallah! Şübhesiz bu kadın kendi nefsini Sana hibe etmiştir. Şimdi Sen bu kadın hakkında re’yini bakıp bildir! dedi.
Rasûlüllah ona bu sefer de bir cevâb vermedi. Sonra kadın üçüncü kerre ayağa kalktı da yine:
— Yâ Rasûlallah, şübhesiz bu kadın kendi nefsini Sana hibe etmiştir. Sen onun hakkında re’yini kullan! dedi.
Bunun üzerine bir adam ayağa kalktı da:
— Yâ Rasûlallah! O kadını benimle nikâh et! dedi. Rasûlüllah:
— “Yanında (mehr verecek) birşey var mı?” diye sordu. O zât:
— Hayır yok, dedi. Rasûluîlah:
— “Git de araştır, demirden bir yüzük olsun bul” buyurdu. Bunun üzerine o zât gitti, araştırdı, sonra geldi ve:
— Ben hiçbirşey bulamadım, demirden bir yüzük dahî bulamadım, dedi.
Rasûlüllah:
— “Sende Kur’ân’dan birşey var mı?” diye sordu. O zât:
— Bende (yani ezberimde) şu sûre ve şu sûre var, dedi. Rasûlüllah:
— “Git, ben sendeki Kur’ân’a karşılık (yani Kur’ân’ı kadına öğretmene karşılık) onu sana nikâh ettim” buyurdu