“Kadınları nikâhla isteyeceğinizi çıtlatmanızda yahut böyle bir arzuyu gönüllerinizde saklamanızda üzerinize bir vebal yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları mutlakaa hatırlayacaksınız. Ancak kendileriyle gizlice va’dleşmeyin. (Çıtlatma suretinde) meşru’ bir söz söylemeniz ise başka. (Farz olan iddet) sonunu buluncaya kadar da nikâh bağını bağlamaya azmetmeyin ve bilin ki, Allah kalblerinizde olanı muhakkak biliyor. Artık O’ndan sakının ve yine bilin ki, şübhesiz Allah çok mağfiret edicidir, çok halîmdir” (el-Bakara: 235).
“Eknentum fîenfusikum”, “Nefislerinizde gizlediğiniz” demektir. Koruduğun ve gizlediğin her bir şey, gizlenmiş birşeydir.
5179- (Buhârî dedi ki:) Bana Talha İbnu Gannâm şöyle dedi: Bize Zaide ibnu Kudâme, Mansûr ibnu’l-Mu’temir’den; o da Mucâhid ibn Cebr’den tahdîs etti ki, İbn Abbâs “Fîmâ arradtum bihi min hıtbeti’n-nisâ” kavlindeki ta’rîzin tefsiri hakkında şöyle demiştir: Erkek “Ben evlenmek istiyorum, bana sâliha bir kadının müyesser olmasını çok arzu ettim” der. el-Kaasım ibn Muhammed de ta’rîzi şöyle tefsir etmiştir: Erkek, kadına: “Şübhesiz sen bana karşı bir kerîmesin (yânı çok ikrâmlı bir kadınsın) ve ben sana çok rağbet etmekteyim” der. Erkeğin “Şübhesiz Allah sana bir hayır sevkedecektir” ve bunun benzeri sözleri de ta’rîz nev’indendir.
Atâ ibn Ebî Rebâh şöyle demiştir: Erkek ta’rîz eder, açıkça söylemez. “Benim bir hacetim var, müjdelen, Allah’a hamdle sen nâfıka (yâni geçerli) bir kadınsın” der. Kadın da (ta’rîz olarak sâdece): “Senin söylemekte olduğun sözü işittim” der de ona herhangi birşey va’detmez.
Kadının velîsi de kadının bilgisi olmaksızın bir va’dde bulunmaz. Eğer kadın iddeti içindeyken bir erkeğe va’dde bulunsa da sonra erkek o kadını nikâhla alsa, iddetinin bitmesi ardından artık onların arası ayrılmaz.
el-Hasan el-Basrî: “Kadınlarla gizlice va’dleşmeyin”, “Zina etmeyin” ma’nâsınadır, demiştir. İbn Abbâs’tan zikrolunuyor ki “Kitâb müddetine ulaşıncaya kadar” sözü, “İddet bitinceye kadar” ma’nâsınadır