"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 4840

3840 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Zeyneb bintu Cahş ile gerdeğe girdi de ekmek ve etle düğün aşı yaptı. Ben konukları yemeğe da’vetçi olarak gönderildim. Da’vetlilerden bir takım geliyor ve yemek yiyip gidiyorlardı. Sonra bir takım daha geliyor, onlar da yiyorlar ve çıkıp gidiyorlardı. Ben çağıracağım kimseyi bulamayıncaya kadar cemâatin hepsini da’vet ettim. (davetlilerden kimsenin kalmadığını ve hepsinin yemek yiyip gittiklerini anlayınca):

— Ey Allah’ın Peygamber’i, artık ben da’vet edeceğim hiçbir kimse bulamıyorum, dedim.

Peygamber:

— “Yemek sofranızı kaldırınız!” buyurdu.

Bu sırada da’vetlilerden üç grup, yemekten sonra gitmeyip evin içinde oturmuş konuşuyorlardı. Peygamber Âişe’nin odasına kadar gitti de:

— “es-Selâmu aleykum ehlel-beyti ve Rahmetullâhi (Selâm ve Allah’ın rahmeti üzerinize olsun ey ev halkı)” dedi.

Âişe de:

— Selâm ve Allah’ın rahmeti Sen’in üzerine de olsun, ehlini nasıl buldun; Allah Sana mübarek eylesin! Dedi.

Peygamber sırasıyle kadınların hepsini dolaşıyor ve onlara Âişe’ye söylediği sözlerin benzerini söylüyor, onlar da Peygamber’e Âişe’nin söylediği gibi sözler söylüyorlardı. Bundan sonra Peygamber, Zeyneb’in evine döndü ve üç grup kişiyi hâlâ evde oturup konuşmaktalar buldu. Peygamber çok utangaç idi. Bu sebeble tekrar Âişe’nin odası tarafına çıkıp gitti. Nihayet o topluluğun çıkıp gittiklerini kendisine ben mi haber verdim, yahut başkası tarafından mı haber verildi bilmiyorum. Akabinde Peygamber döndü. Nihayet, ayağını kapının eşiğine koyunca, bir ayağı içeride, diğer ayağı dışarıda iken kendisiyle benim arama kapı perdesini sarkıtıp indirdi. Ve bu sırada Hicâb Âyeti indirildi.