4827 Bize Ebu’z-Zinâd, el-A’rec’den tahdîs etti ki, Ebû Hureyre, bundan evvel geçen hadîs gibi, Rasûlüllah’ın Allah şöyle buyurdu… dediğini rivayet etmiştir. Bunda Sufyân ibn Uyeyne’ye:
— Sen Peygamber’den mi, yahut kendi içtihadından olarak mı rivayet ediyorsun? Diye soruldu.
O da:
— Rivayet olmasaydı ben hangi şeyi söyleyebilirdim? dedi. Ve Ebû Muâviye, el-A’meş’ten; o da Ebû Salih’ten olmak üzere; Ebû Hureyre “Kurrâtı” şeklinde cemi’ lâfzıyle okudu, dedi.
Bize Ebû Salih, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şunu tahdîs etti: “Yüce Allah: Ben sâlih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insan kalbine gelmeyen birtakım ni’metler hazırladım ki, ey mü’min kulum, sen muttali’ kılındığın (yani bildiğin) ni’metleri bırak (onlar Allah’ın gizli ni’metleri yanında çok hafiftir)”
Râvî Ebû Hureyre (yahut Peygamber), bundan sonra şu âyeti okudu: “Artık onlar için, yapmakta olduklarına bir mükâfat olarak gözlerin aydın olacağı nîmetlerden neler gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez”