Yüce Allah’ın şu kavli:
“Sana harb ganimetlerinden sorarlar. De ki: Bu ganimetler Allah’ın ve Rasûlü’nündür. O hâlde tam mü’minlerseniz Allah’tan korkun, aranızı düzeltin. Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edin” (Âyet:1) İbn Abbâs: “el-Enfâl”, “Ganîmetler”dir, demiştir. Katâde: “Rîhukum” ( Rüzgârınız), “Harb”dir, demiştir. “Nafile”, “Atiyye”dir deniliyor.
4690 Saîd ibn Cubeyr dedi ki: Ben İbn Abbâs radıyallahü anhüma’a:
— el-Enfâl Sûresi (nin inmesi sebebi nedir)? Diye sordum. O:
— Bedir gazvesi hakkında indi, dedi
“eş-Şevketu” (Âyet:71), “Silâh ve keskinlik”;
“Murdifîn” (Âyet: 9), “Dalga dalga”; “Redifenî” ve “Erdefenî”, “Benim ardımdan geldi” demektir.
“Zûkû (Tadınız) ” (Ayet:50) “Başlayınız ve tecrübe ediniz” demektir, buradaki “Zevk (Tatma)”, ağzın tatması nev’inden değildir.
“Fe yerkumuhu” (Âyet:37), “Onu bir yere biriktirip toplar”.
“Şerrid” (Âyet:57), “Dağıt”;
“Ve in cenahû ile’ssilmi” (Âyet:67), “Ve eğer barışa meylederler, onu isterlerse”. “es-Silmu, es-Selmu ve’s-Selâmu”birdir, yani bir ma’nâyadır. “Hattâyushine” (Âyet.67), “Gâlib gelinceye kadar”.
Mucâhid de şöyle dedi: “Mukâen” (Âyet.35), parmaklarını ağızlarına sokmaları ve böylece ıslık çalmalarıdır; “Tasdiyeten”, düdük çalıp ses çıkartma ve elleri birbirine çarparak ses çıkartmaktır. “Li-yüsbitûke” (Âyet: 30), “Seni habsetmeleri için”.