“Hani bir zaman da: ‘Yâ Allah, eğer bu, Sen’in katından (gelme) hakkın kendisi ise, durma bizim üstümüze gökten taş yağdır yahut bize acıtıcı bir azâb getir’ demişlerdi” (Âyet: 32).
Sufyân ibn Uyeyne şöyle demiştir:
Yüce Allah Kur’ân’da “Matar” ismini söylediğinde, muhakkak “Azâb” ma’nâsına söyledi. Arab kavmi ise “Yağmur”a “Gays” ismini verir.
Bu da Yüce Allah’ın şu kavlidir: “O, ümîdlerini kestikten sonra yağmuru indirmekte, rahmetini yaymakta olandır.. ” (eş-Şûrâ: 28).
4694 Bize Şu’be, Abdulhamîd’den -ki o ez-Ziyâdî’nin arkadaşı İbnu Kurdîd’dir-, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)’ten işittiği şu haberi tahdîs etti: Ebû Cehl:
— “Yâ Allah, eğer bu Kur’ân, Sen’in katından (gelme) hakkın kendisi ise, durma bizim üstümüze gökten taş yağdır yahut bize acıtıcı bir azâb getir” dedi.
Bunun üzerine şu âyetler indi: “Halbuki sen içlerinde iken, Allah onları azâblandıncı değildi. Onlar istiğfar ederlerken de Allah yine onları azâblandırıcı değildir. (Sen içlerinden çıktıktan sonra) Allah onlara ne diye azâb etmeyecek? Onlar Mescidi Haram’dan kendileri ona (onun hizmetine) ehil olmadıkları hâlde, men’ edip duranlardır. O (hizmete) takvaya erenlerden başkaları onun ehilleri değillerdir. Fakat onların pekçoğu bunu bilmezler” (Âyet: 33-34).