“Ey îmân edenler, sizi, size hayât verecek şeylere da’vet ettiği zaman Allah’a ve Rasûlü’ne icabet edin. Bilin ki, şübhesiz Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz hakîkaten yalnız O’na dönüp toplanacaksınız” (Âyet: 24).
“Istecîbû”, “Ecîbû”, yani “İcabet ediniz”; “Li-mâ yuhyîkum”, “Size hayât verecek şeye; sizi ıslâh edip iyileştirecek şeye” demektir.
4692 Ebû Saîd ibnu’l-Muallâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben namaz kılıyordum. Rasülullah bana uğradı ve beni çağırdı. Ben namazı bitirinceye kadar O’nun yanına gitmedim, O’ndan sonra yanına gittim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Senin gelmenden seni men’ eden nedir? Allah: ‘Ey îmân edenler, sizi, size hayât verecek şeylere çağırdığı zaman Allah’a ve Rasûlü’ne icabet edin… ‘buyurmadı mı?” dedi.
Sonra Rasûlüllah bana:
— “Sen bu mescidden çıkmadan önce, sana muhakkak Kur’ân’daki en büyük sûreyi öğreteceğim” buyurdu..
Rasûlüllah mescidden çıkmağa davrandığı zaman, ben kendisine va’d ettiği şeyi hatırlattım.