“Sen afv yolunu (kolaylığı) tut, iyiliği emret, câhillerden yüz çevir” (Âyet: 199)
“Urf” (= Örf), “Ma’rûf’ demektir.
4687 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Uyeyne ibn Hısn ibn Huzeyfe Medine’ye geldi ve kardeşi oğlu Hurr ibn Kays’ın yanına inip misafir oldu. Hurr ibn Kays ise Omer ibnu’l-Hattâb’ın kendisine yaklaştırmakta olduğu kimselerden idi.
Genç, ihtiyar birtakım kurrâ ve fakîhler Omer’in meclislerinin sâhibleri ve onun müşaveresinde hazır bulunan kimselerdi (Omer, mühim âmme işlerini bunlara danışır, müşavere ederdi). Uyeyne, kardeşinin oğlu Hurr ibn Kays’a;
— Ey kardeşim oğlu! Senin şu Emîru’l-Mü’minîn’in yanında yüksek bir mevkiin var. Benim için huzuruna girmeye izin isteyiver, dedi.
– O da
— Ben senin için Halîfe’nin yanına girme izni isteyeceğim, dedi. İbn Abbâs dedi ki: Akabinde Hurr, Uyeyne için izin istedi, Omer de ona izin verdi. Uyeyne, Omer’in yanına girince, ona hitaben:
— Hiyy (yani şu bir felâkettir) ey Hattâb oğlu! Vallahi sen bize ne bol atıyye verirsin, ne de aramızda adaletle hükmedersin! dedi.
Omer bu sözlerden öfkelendi de Uyeyne’nin üzerine yürümeye kasdetti. Heybetli Halîfe bu bedevi zorbayı döveceği sırada, kardeşi oğlu Hurr ibn Kays müdâhale ederek:
— Yâ Emîra’l-Mü’minîn! Şübhesiz Yüce Allah, Peygamber’ine: ”Halkın kusurlarını affet, ma’rûf ile emreyle ve câhillerden yüz çevir” buyurdu. Ve şübhesiz bu Uyeyne de o câhillerdendir, dedi.
İbn Abbâs dedi ki: Hurr ibn Kays bu âyeti okuyunca, o haşmetli Halîfe, olduğu yerde çakılmış gibi irkildi. Vallahi bir adım ileri gitmedi. Esasen Omer, Allah Kitâbı’nın mukaddes huzurunda durup kalmak i’tiyâdmda idi.