"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 4685

“De ki: Ey insanlar, şübhesiz ben göklerin ve yerin mülk ve tasarrufuna mâlik olan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah’ın size, hepinize gönderdiği elçisiyim. O hâlde Allah’a ve O’nun ümmî nebî olan Rasûlü’ne -ki kendisi de o Allah’a ve O’nun sözlerine îmân etmekte olandır – îmân edin, O’na tâbi’ olun. Tâ ki doğru yolu bulmuş olasınız” (Âyet: 158)

4685 Ebû İdrîs el-Havlânî tahdîs edip şöyle demiştir: Ben Ebu’d-Derdâ’dan işittim, şöyle diyordu: Ebû Bekr ile Omer arasında bir münâkaşa olmuştu da, Ebû Bekr, Omer’i öfkelendirmişti. Omer, öfkelenmiş olarak Ebû Bekr’den ayrılıp gitmiş, Ebû Bekr de ondan af istemek için ardından gitmiş. Fakat Omer bu affı yapmayıp Ebû Bekr’in yüzüne kapısını kapatmış. Bunun üzerine Ebû Bekr, Rasûlüllah’ın yanına geldi.

Ebu’d-Derdâ dedi ki: Biz Rasûlüllah’ın yanında bulunuyorduk.

Rasûlüllah:

— “Şu arkadaşınıza gelince, o muhakkak kendisini tehlikeli bir şeye atmıştır” buyurdu.

Ebu’d-Derdâ dedi ki: Omer de Ebû Bekr’i affetmemesinden pişman olup geldi, selâm verdi, Peygamber’in yanına oturdu ve Rasûlüllah’a kendisiyle Ebû Bekr arasında olan haberi anlattı.

Ebu’d-Derdâ dedi ki: Rasûlüllah da öfkelendi. Ebû Bekr ise (iki dizi üstüne çökerek):

— Vallahi yâ Rasûlallah, bu işte ben Omer’den daha çok ileriye gitmişimdir, demeğe başladı.

Bunun üzerine Rasûlüllah hepimize hitâb ederek:

— “Şimdi sizler benim sahibimi bana bırakıyor musunuz? Sizler benim dostumu bana bırakıyor musunuz? Ben: Ey insanlar, şübhesiz ben size, hepinize Allah’ın elçisiyim… dedim de sizler: Sen yalan söyledin, dediniz. Ebû Bekr ise: Sen doğru söyledin, dedi” buyurdu