"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 4536

Yüce Allah’ın Şu Kavli:

“Şübhe yok ki, Safa ile Merve Allah’ın şeâirindendir. İşte kim o Beyt’i hacc veya umre kasdı ile ziyaret ederse, bunları güzelce tavaf etmesinde üzerine bir be’s yoktur. Kim gönlünden koparak bir hayır işlerse (mükâfatını görür). Çünkü Allah tâatlerin ecrini veren ve hakkıyle bilendir” (Âyet: 158).

“Şeâir”, “Alâmetler” demektir. Bunun müfredi “Şaîre’dir. İbn Abbâs: “Safvân”, “Taş”tır, “Hıcâre” de denilir. Bunlar öyle çıplak taşlardır ki, üzerlerinde hiçbirşey bitirmezler; bunun müfredi “Safvâne”dir, bu da “Safa” ma’nâsınadır. “es-Safâ” ise cem’î içindir, demiştir

4536 Urve şöyle demiştir: Ben Peygamber’in zevcesi Âişe’ye şunu sordum:

— Yüce Allah’ın şu kavli hakkında ne dersin: “Şübhe yok ki Safa ile Merve Allah’ın şeâirindendir. İşte kim o Beyt’i Hacc ve Umre kasdıyle ziyaret ederse, bunları güzelce tavaf etmesinde üzerine bir günâh yoktur” buyurdu. Ben bu sözden o iki tepe arasında tavaf etmemekten hiçbir kimse üzerine bir günâh olmadığını düşünüyorum, dedim. Âişe:

— Hayır, öyle değil. Eğer âyet senin söylemekte olduğun gibi (sa’y mubahtır demek) olsaydı, âyet: “Safa ile Merve arasında sa’y etmemekte günâh yoktur” suretinde olurdu. Şübhesiz bu âyet Ensâr hakkında indirilmiştir. Onlar İslâm’dan evvel Kudeyd mevkiinin hizasında bulunan Menât putu için ihrama girerlerdi. Ensâr’dan ihrama girenler (kendi putlarının karşısında üzerlerinde başkalarının Isâf ve Naile putları bulunan) Safa ve Merve arasında sa’y etmeyi günâh sayarlardı. İslâm Dîni gelince Ensâr: Safa ile Merve arasında sa’y etmek bize ağır geliyor, diye bunun hükmünü Rasûlüllah’tan sordular. Bunun üzerine Allah: “Şübhe yok ki, Safa ile Merve Allah’ın şeâirindendir. İşte kim o Beyt’i hacc ve umre kasdıyle ziyaret ederse, bunları güzelce tavaf etmesinde üzerine bir günâh yoktur” âyetini indirdi.