4482 Abdurrahmân ibnu’l-Kaasım, babası el-Kaasım ibnu Muhammed ibn Ebî Bekr es-Sıddîk’tan; o da Âişe (r.anha)’den (o şöyle demiştir): Ebû Bekr’in oğlu Abdurrahmân, Peygamber’in huzuruna girdi. Ben Peygamber’i göğsüme yan dayamıştım. Abdurrahmân’ın yanında kendisiyle diş temizlenen yaş bir misvak vardı. Rasûlüllah yüzünü ona çevirip uzunca baktı. Ben Abdurrahmân’dan misvakı aldım, dişlerimle onu ısırıp kestim, onu silkeledim, su ile ıslattım. Sonra hazırladığım bu misvakı Peygamber’e verdim. O bununla dişlerini misvâkladı. Artık ben Rasûlüllah’ın bu kadar güzel diş misvâkladığını görmedim. Rasûlüllah misvâklamayı bitirince, hemen elini yahut parmağını yükselttikten sonra üç defa: “er-Refîku’l-A’lâ’da” dedi. Bundan sonra Rasûlüllah vefat etti.
Râvî dedi ki: Âişe: Rasûlüllah’ın başı mi’dem ile çene kemiğim arasında (yahut köprücük kemiğim ile çene kemiğim arasında) iken öldü, der idi.