"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 4450

4450-……..Bize Eyyûb es-Sahtiyânî, Muhammed ibn Sîrîn’den; o da Abdurrahmân ibn Ebî Bekre’den; o da babası Ebû Bekre’den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda Haccı’nda nahr günü devesinin üstünde bir hutbe yapıp) şöyle buyurmuştur :

— ” (Ey insanlar!) Zaman (bu gün) Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü ilk vaziyetine dönmüştür. Bir yıl, ay ölçüsüyle oniki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır ki, üçü arka arkaya bulunan Zi’l-ka’de, Zi’l-hicce ve Muharrem’dir. (Dördüncüsü) Mudar’ın ayı olan Receb’dir. O Cumâda’l-âhır ile Şa’bân arasındadır. Bu ay hangi aydır?” diye sordu.

Biz:

— Allah ve Rasûlü daha iyi bilir! dedik.

Rasülullah sükût etti. Biz Rasûlüllah bu aya eski adından başka bir ad verecek sandık. Sonra:

— “Zi’l-hicce ayı değil midir?” buyurdu. Biz:

— Evet, zu’l-hicce’dir, dedik. Rasülullah:

— “Bu içinde bulunduğumuz hangi beldedir?” buyurdu. Biz:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dedik.

Rasülullah sustu. O derecede ki, biz Rasülullah Mekke’ye yeni bir ad verecek sandık. Sonra Rasülullah:

— “Mekke beldesi değil midir?” buyurdu. Biz:

— Evet, Mekke’dir, dedik. Rasûlüllah:

— “Bu gün hangi gündür?” diye sordu. Biz:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dedik.

Rasülullah yine sükût etti. Hattâ biz, bu güne eski adından başka bir ad verecek sandık. Rasülullah:

— “Nahr günü değil midir?” buyurdu. Biz:

— Evet, nahr günüdür! dedik.

(Bunları tesbîtten sonra) Rasülullah şöyle buyurdu:

— “Şu hâlde iyi biliniz ki, bu ayınızda, bu beldenizde bu gününüzün haram olduğu gibi, birbirlerînize kanlarınız, mallarınız -râvî Muhammed: Zannederim şunu da buyurdu, demiştir:- namuslarınız da haramdır (Her türlü tecâvüzden masundur). Muhakkak ki, sizler Rabb’inize kavuşacaksınız. O zaman Rabb’iniz sizlere bütün işlerinizden soracaktır.

(Ey insanlar!) Dikkat edin! Aklınızı başınıza toplayın da benden sonra birbirinizin boyunlarını vuracak sapıklar olarak (Câhiliyet devrindeki hâle) dönmeyiniz!

(Ey insanlar!) Dikkat edin! Bu söylediklerimi burada hazır bulunanlar, burada bulunmayanlara tebliğ etsin! Olabilir ki kendisine tebliğ olunan bâzı kimse, burada bulunup işiten bir kısım insandan daha iyi anlayıp bellemiş olur!”

Râvî Muhammed ibnu Sîrîn bunu zikrettiği zaman: Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru söylemiştir, der idi. Bundan sonra Rasülullah iki kerre:

— “Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?” buyurdu.