4435 Alkame ibn Kays şöyle demiştir: Bizler İbnMes’ûd’un maiyyetinde otururken Habbâb ibnu’lErett geldi de İbn Mes’ûd’a hitaben:
— Yâ Ebâ Abdirrahmân! Şu gençler senin okuyuşun gibi Kur’ân okumaya muktedir oluyorlar mı? dedi. İbn Mes’ûd da:
— Sen kendin istesen de onlardan bâzısına sana karşı okumasını emretsen olmaz mı? dedi.
Habbâb:
— Evet, olur, dedi. İbn Mes’ûd:
— Yâ Alkame! Oku! dedi,
Zeyâd ibn Hudeyr’in kardeşi Zeyd ibn Hudeyr:
— Bizim en iyi okuyanımız olmadığı hâlde okuması için Alkame’ye mi emrediyorsun? dedi.
İbn Mes’ûd:
— Sana gelince, eğer istersen senin ve kavmin en-Naha’ hakkında Peygamber’in söylemiş olduğu sözü sana haber veririm, dedi.
Alkame dedi ki: Ben Meryem Sûresi’nden elli âyet okudum. Akabinde Abdullah ibn Mes’ûd, Habbâb’a hitaben:
— Okuyuşunu nasıl görüyorsun? dedi. Habbâb da:
— Güzel okumuştur, dedi. Abdullah ibn Mes’ûd:
— Ben her ne okursam muhakkak onu Alkame de okur, dedi. Sonra İbn Mes’ûd, Habbâb’a yöneldi. Habbâb’ın üzerinde altından bir yüzük vardı. İbn Mes’ûd, Habbâb’a:
— Bu altın yüzüğün atılması zamanı gelmedi mi? dedi. Habbâb:
— Dikkat et! Sen onu bu günden sonra benim üzerimde asla göremeyeceksin, dedi ve onu çıkarıp attı.
Bu hadîsi Gunder, Şu’be’den rivayet etmiştir.