4426 Muhammedibnu’l-Munkedir, Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh)’tan şöyle derken işitmiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
— “Eğer el-Bahreyn malı gelmiş olursa muhakkak sana şöyle şöyle veririm” buyurdu.
Rasûlüllah bu “şöyle şöyle” sözünü eliyle üç kerre avuçlama işareti yaparak söyledi. Fakat Bahreyn malı gelmeden Rasûlüllah’ın ruhu alındı. Bahreyn malı Ebû Bekr’e geldiği zaman, Ebû Bekr bir münâdîye emretti de, münâdî:
— Her kimin Peygamber’in yanında bir alacağı yahut bir va’di varsa bize gelsin! diye i’lân etti.
Câbir dedi ki: Ben de Ebû Bekr’e gittim ve ona Peygamber’in: “Eğer Bahreyn malı gelmiş olursa sana üç kerre şöyle şöyle veririm” buyurduğunu haber verdim.
Câbir dedi ki: O da bana verdi.
Yine Câbir şöyle demiştir: Bunun ardından ben Ebû Bekr’e kavuştum ve kendisinden mal istedim, fakat o bana vermedi. Sonra ona tekrar geldim, yine vermedi. Sonra ona üçüncü defa geldim, yine vermedi. Bu sefer ona hitaben:
— Ben sana geldim, sen vermedin. Sonra yine geldim, yine vermedin. Sonra yine geldim, bana vermedin. Şimdi ya bana verirsin yahut da benim cihetimden cimrilik etmiş olursun, dedim.
Ebû Bekr:
— Benden yana cimri olursun mu dedin? Hangi derd cimrilikten daha çirkindir? dedi ve bu cümleyi üç kerre söyledi.
Devamla da:
— Ben bir defadan da sana atıyye yermekten men’ etmemiş, muhakkak sana atıyye vermeyi ister hâlde bulunmuşumdur, dedi.
Amr ibn Dînâr’dan; o da Muhammed ibn Alî’den, o şöyle demiştir: Ben Câbir ibn Abdillah’tan işittim, şöyle diyordu: Ben Ebû Bekr’e geldim (ve Rasûlüllah’ın şöyle şöyle buyurduğunu söyledim. O bana bir avuç verdi de):
— Bunları say, dedi.
Ben onları saydım; beşyüz aded idi. Ebû Bekr bana:
— Bunun iki misli daha al! Dedi.