4423 Huzeyfe ibnu’l-Yemân şöyle demiştir: Necrân’ın iki sahibi olan Abdu’l-Mesîh el-Âkıb ile es-Seyyid el-Eyhem Rasûlüllah’a geldiler. Rasûlüllah ile la’netleşmek istiyorlardı.
Huzeyfe dedi ki: Âkıb ile Seyyid’den biri, arkadaşına:
— Sakın Muhammed’le la’netleşmeye girişme! Vallahi Muhammed eğer peygamberse ve bize la’net ederse, ne biz, ne de bizden sonra gelecek nesillerimiz felah bulmayız! dedi.
Bu fikir üzerine Necrânlılar’ın bu iki başkanı Rasûlüllah’a geldiler de:
— Biz (Hristiyan kalacağız). Senin bizden istediğin vergiyi sana vereceğiz. Sen bizim beraberimizde emniyetli bir kimseyi Necrân’a gönder. Beraberimizde göndereceğin kimse, muhakkak emîn bir kimse olsun, dediler.
Rasûlüllah da:
— “And olsun ki, ben sizin beraberinizde hakkıyle emniyetli olan bir kimse göndereceğim” buyurdu.
Rasûlüllah’ın bu sözünden dolayı (bu emîn kişi kim olacak diye) dikkat edip beklediler. Rasûlüllah:
— “Kalk yâ Ebâ Ubeydete’bne’l-Cerrâh!” buyurdu. Ebû Ubeyde ayağa kalkınca Rasûlüllah:
— “İşte bu zât, bu ümmetin eminidir” buyurdu.