4308 Ben Yahya ibn Saîd el-Ensârî’den işittim, o şöyle dedi: Bana Abdurrahmân ibn Saîd’in kızı Amre haber verip şöyle dedi: Ben Âişe (r.anha)’den işittim, şöyle diyordu: Zeyd ibnu Hârise’nin Ca’fer ibn Ebî Tâlib’in ve Abdullah ibn Revâha’nın öldürüldükleri haberi geldiği zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidde oturdu, kendisinde hüzün ve keder biliniyordu.
Âişe devamla dedi ki: Ben de kapının Rasûlüllah’ın görüleceği bir aralığından kendisine bakıyordum. Bu sırada Rasûlüllah’a birisi geldi ve:
— Ey Rasûlallah! Ca’fer’in kadınları… dedi ve onların ağlamalarını zikretti.
Rasûlüllah da o kimseye, kadınları çığlıkla ağlamaktan nehyetmesini emretti.
Râvî dedi ki: O adam gitti, sonra ikinci defa geldi ve:
— Ben kadınları nehyettîm, dedi de, onların kendisine itaat etmediklerini zikretti.
Râvî dedi ki: Rasûlüllah yine kadınları men’ edin diye buyurdu. O zât yine gitti, sonra geldi de:
— Vallah kadınlar bize galebe ettiler, dedi. Âişe: Rasûlüllah o adama:
— “Bu kadınların ağızlarına toprak saç!” buyurdu. Âişe dedi ki: Ben o adama:
— Allah senin burnunu topraklasın (zelîl etsin)! Vallahi sen ne sana verdiği emri yerine getirdin, ne de Rasûlüllah’ı bulunduğu meşakkati ve hüznü içinde kendi hâline bıraktın! Diye çıkıştım.