4170 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ensâr’dan olan kişiler bâzı hurma ağaçların mahsûlünü Peygamber’e (ve Muhâcirler’e) tahsis ediyorlardı. Bu uygulama Kurayza ve en-Nadîr’i fethedinceye kadar sürdü. (Muhacirler oradan pay alıp ona ihtiyâçları kalmayınca, Peygamber âriyeten verdikleri hurma ağaçlarını sâhibleri olan Ensâr’a geri veriyordu.) Benim ailem de bana Peygamber’e gitmemi ve O’ndan vaktiyle Peygamber’e vermiş oldukları hurmaları yahut bir kısmını geri istememi emrettiler. Peygamber ise bizim vaktiyle kendisine âriyeten verdiğimiz hurma ağaçlarını Ümmü Eymen’e vermiş idi. Peygamber o hurma ağaçlarını bana verdi. Tam bu sırada Ümmü Eymen elbiseyi boynuna dolayarak geldi de (hurmaların mülkiyetinin kendisine verilmiş olduğunu sanarak):
— Olmaz! Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’a yemîn ederim ki, Peygamber onları bana vermişken size geri vermez! Demeye başladı.
Yâhud Ümmü Eymen bunun gibi bir söz söylemeye başladı. Peygamber de ona:
— “Benim şu malım onun yerine senin olsun” diyordu. Ümmü Eymen de yine Enes’e:
— Olmaz vallahi (onu size vermeyiz)! diyordu.
Nihayet Peygamber, Ümmü Eymen’e -râvî Süleyman ibn Tarhân: Enes’in şöyle dediğini sanıyorum demiştir:- onun on mislini verdi -yahut Enes buna benzer söyledi-. (Bunun üzerine Ümmü Eymen razı oldu ve gönlü hoşlandı.)