4103 eş-Şa’bî şöyle demiştir: Bana Câbir ibnu Abdillah (radıyallahü anh) tahdîs etti ki, babası Abdullah ibn Amr ibn Haram Uhud harbinde şehîd edilmiş ve arkasında büyükçe bir borç ile (evlenmemiş) altı tane kız çocuğu bırakmış. Nihayet hurma mahsûlünü kesme zamanı gelmiş.
Câbir dedi ki: Ben Rasûlüllah’a geldim de:
— (Yâ Rasûlallah) bilmektesin ki, babam Uhud günü şehîd edilmiş ve ardında çokça bir borç yükü bırakmıştır. Ben alacaklı olan kimselerin Seni görmelerini arzu ediyorum! dedim.
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Sen hurmalığına git ve her çeşit hurmayı bir tarafa yığ!” buyurdu.
Ben gidip hurmaları buyurduğu gibi ayrı ayrı yığdım. Sonra kendisini çağırdım. Alacaklılar Peygamber’i görünce istedikleri alacağın bu saatte ödenmesini ısrar eder gibi davrandılar. Peygamber onların yapmakta oldukları ısrarı görünce, en büyük yığının etrafında üç defa dolaşıp yaklaştı da sonra onun üzerine oturdu. Sonra:
— “Alacaklı arkadaşlarını kendine çağır!” buyurdu.
Artık ölçücü kişi alacaklılar için ölçmeye devam etti. Nihayet Allah babam adına, onun emânetini tamamen ödedi. Ben ise kızkardeşlerime bir tek hurma götürmeyerek, sırf babamın emânetim Allah’ın ödemesinden razı oluyordum. Allah yığınların hepsini selâmete çıkardı, hattâ ben Peygamber’in üzerinde durduğu yığma bakıyordum; ondan bir tek hurma eksilmemiş gibiydi.