4095 Bize Şu’be, Sa’d ibnu İbrahim’den; o da babası İbrahim’den haber verdi ki, babası Abdurrahmân ibn Avf oruçlu bulunduğu bir gün, önüne iftar sofrası getirilmiş. Abdurrahmân ibn Avf (bu zengin sofraya bakıp) şöyle demiştir:
— Mus’ab ibnu Umeyr, (Uhud günü) şehîd edildi. Halbuki Mus’ab, benden çok hayırlı idi. Bu şehîd, kefen yerine bir kaftana sarılmıştı ki, bununla başı örtülse ayakları açılıyordu; ayakları örtülse başı açılıyordu.
Râvî îbrâhîm dedi ki: Öyle sanıyorum ki, babam Abdurrahmân ibn Avf, sözüne şöyle devam etti:
— Yine Uhud’da Hamza da şehîd edildi. O da benden hayırlı idi. (O da böyle kefenlendi. Onlar böyle zühdî bir hayât içinde âhirete gittiler.) Sonra dünyâdan bize serilen ni’metler önümüze serildi -yahut da babam: Dünyâdan bize verilen ni’metler verildi-. Biz âhiret için kazandığımız hasenelerimizin acele edilip de dünyâda bize verilmiş olmasından endîşe etmişizdir, dedi. (O şehîdlerin yüksek derecelerine ulaşmanın geciktiğine üzüldü.)
Sonra ağlamaya başladı, hattâ iftar yemeğini terkeyledi.