4053- Bize Abdan tahdîs etti: Bize Abdullah ibnu’l-Mubârek haber verdi: Bize Yûnus ibn Yezîd haber verdi. H ve yine bize Ahmed ibn Salih tahdîs etti. Bize Anbese ibn Hâlid tahdîs etti. Bize amcam Yûnus ibn Yezîd, ez-Zuhrî’den tahdîs etti ki, ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bize Alî ibnu’l-Hüseyin haber verdi; ona da babası Hüseyin ibn Alî aleyhimu’s-selâm şöyle haber vermiştir: Babası Alî ibn Ebî Tâlib şöyle demiştir: Bedir günündeki ganîmetten benim nasîbim olarak yaşı kemâle ermiş bir devem vardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de o gün Allah’ın kendisine fey’ olarak verdiği ganimetlerden olan “Beşte bir”den, bana başka bir deve daha vermişti. Ben Peygamber’in kızı Fâtıma aleyha’s-selâm ile evlenmek istediğim zaman Kaynukaa oğulları’ndan kuyumcu bir adamla, benimle beraber gelmesi ve ızhır otu getirmemiz üzerine va’dleştim. Ben o ızhır otunu kuyumculara satmak ve bedeli ile düğün aşı hususunda yardım sağlamamızı istedim. Ben yaşları kemâle ermiş iki devem için deve semerleri, büyük çuvallar ve ipler topladığım sırada, bu iki devem de Ensâr’dan bir adamın odası yanında ıhtırılmışlardı. Nihayet ben topladığım şeyleri topladım. Tam bu sırada develerimle karşılaştım ki, hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerlerinden alınmış! Bu manzarayı gördüğüm zaman gözlerime mâlik olamadım (ağladım).
— Bu işi kim yaptı? dedim. Oradakiler şöyle dediler:
— Bu işi Hamza ibnu Abdilmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde, Ensâr’dan içki içmekte olan bir topluluktadır, yanında şarkıcı bir kadın ve arkadaşları vardır. O şarkıcı kadın, şarkısında “Elâ yâ Hamzu li’ş-şurufi’n-nivâi (= Ey Hamza, semiz develere bak!)” deyince Hamza hemen kılıca sıçradı, iki devenin hörgüçlerini kesti, böğürlerini yarıp ciğerlerinden birer parça aldı (gitti).
Alî devamla dedi ki: Bunun üzerine ben gittim, nihayet Peygamber’in huzuruna girdim. Yanında Zeyd ibn Harise vardı. Peygamber benim karşılaştığım şeyi bildi de:
—”Neyin var?” diye sordu.
Ben de:
— Yâ Rasûlallah, bu gün gibi (çirkin ve kötü gün) görmedim: Hamza benim iki dişi deveme düşmanlık (yani zulm) etti: İkisinin de hörgüçlerini kesti, böğürlerini yardı. İşte o şimdi şu evin içindedir, beraberinde şarâb içmekte olan bir topluluk vardır, dedim.
Peygamber hemen ridâsını (üst elbisesini) isteyip giyindi. Sonra yürüyüp gitti. Ben, Zeyd ibn Harise ile beraber kendisinin ardından gittim. Nihayet Hamza’nın içinde bulunduğu eve geldi. Yanına girmeye izin istedi, kendisine izin verildi. Yanına girince Peygamber, yaptığı iş hakkında Hamza’yı kınamaya başladı. Bir gördü ki, Hamza iki yüzü kıpkırmızı bir sarhoş! Hamza, Peygamber’e baktı. Sonra bakışım yükseltti. Akabinde dizlerine baktı. Sonra bakışını yükseltti ve yüzüne baktı. Sonra Hamza:
— Siz babam (Abdulmuttalib)ın köleleri değil misiniz? dedi.
Peygamber onun sarhoş olduğunu bildi. Rasûhıllah (onun şuursuzluğundan sakınarak) iki topuğu üzerinde arka arkaya çekildi, odadan dışarı çıktı, bk de O’nunla beraber dışarı çıktık.