4050 Bana Urvetu’bnu’z-Zubeyr, Peygamber’in zeycesi Âişe (r.anha)’den haber verdi ki (o şöyle demiştir): Ebû Huzeyfe -ki bu Ebu Huzeyfe Rasûlüllah ile beraber Bedir gazvesinde hazır bulunan kimselerden idi- Salim ibn Ma’kıl’ı oğul edinmiş ve aynı zamanda Salim’e, kardeşi Velîd ibn Utbe ibn Rabîa’nın kızı Hind’i nikah etmişti. Halbuki Salim, Ensâr’dan Subeyte kadının kölesi idi. Nitekim Rasulullah da Zeyd ibn Hârise’yi oğul edinmişti. Câhiliyet zamanında bir kimse birisini evlâd edinirse, insanlar o evlâdlık edinilen kimseyi, evlâdlık alanın adiyle çağırır ve o evlâdlık, o kimsenin mirasına da vâris olurdu. Bu töre Yüce Allah: “..Evlâdlıklarınızı da öz oğullarınız gibi tanımadı. Bu sizin ağızlarınızdaki lâfınızdır. Allah hakkı söyler ve O, doğru yolu gösterir. Onları babalarına nisbetle çağırın. Bu, Allah indinde daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, o hâlde dînde kardeşleriniz olmakla beraber dostlarınızdırlar. Hatâ ettiklerinizde ise üstünüze vebal yoktur. Fakat kalblerinizin kasdettiğinde vebal vardır. Allah çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyicidir” (el-Ahzâb: 4-5) âyetlerini indirinceye kadar devam etti.
Bunun üzerine Kureyşli, sonra Âmirî olan Süheyl ibn Amr’ın kızı Sehle (ki Ebû Huzeyfe’nin öbür karısı ve Subeyte’nin de ortağıdır) Peygamber’e geldi… Ve hadîsi bu suretle zikretti.