“Hani siz Rabb’inizden imdâd istiyordunuz da O da: Muhakkak ki ben size meleklerden birbiri ardınca bin ile imdâd eyleyeceğim, diyerek duanızı kabul buyurmuştu. Allah bunu ancak bir müjde (olsun), kalbleriniz o sayede oturaklaşsın diye yapmıştı. (Yoksa) Allah’ın katından başkasından hiçbir yardım yoktur. Şübhesiz ki Allah mutlak gâlib, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir. O size o vakit kendisinden bir emînlik olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu. Sizi tertemiz yapmak, sizden şeytânın murdarlığını gidermek, kalblerinize rabıta vermek, ayaklarınızı pekiştirmek için de gökten üstünüze bir su indiriyordu. Hani Rabb’in meleklere: Şübhesiz ki ben sizinle beraberim. Haydi, îmân edenlere sebat ilham edin! Diye vahyediyordu. Ben kâfirlerin yüreklerine korku salacağım. (Ey mü’minler!) Hemen vurun boyunlarının üstüne, vurun onların herbir parmağına (diyordu). Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar Allah’a ve Rasûlü’ne karşı geldiler. Kim Allah’a ve Rasûlü’ne karşı gelirse, Allah’ın cezası cidden çetindir” (el-Enfâl: 9-13).
4000 Târik ibn Şihâb (el-Becelî el-Ahmesî) şöyle demiştir: Ben İbn Mes’ûd (radıyallahü anh)’dan işittim, o şöyle diyordu: Ben Mıkdâd ibnu’l-Esved’in ağzından gayet kesin bir söz söylediğine şâhid oldum ki, o sözün sahibi olmak bana, ona kıyâs olunabilen her kıymetli sözden daha sevimlidir. Mıkdâd, müşrikler üzerine hareket etmeye çağırıyor ve Peygamber’in huzuruna gelerek:
— Biz Mûsâ kavminin (Mûsâ Peygamber’e karşı) “Artık sen Rabb’inle beraber git! Bu suretle ikiniz harb edin! Biz mutlakaa burada oturucularız” (el-Mâide: 24) dedikleri gibi söylemeyiz. Lâkin biz senin sağında, solunda, önünde, arkanda düşmanla çarpışırız! dedi. ibn Mes’ûd (radıyallahü anh): Mıkdâd’ın bu (ateşli) sözü üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yüzünün parladığını ve Mıkdâd’ın sözünün O’nu sevindirdiğini gördüm, demiştir.