3980 Enes ibn Mâlik tahdîs edip şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine’ye geldiği zaman, Medine’nin yüksek tarafında Amr ibn Avf oğulları denilen bir obada konakladı.
Enes dedi ki: Rasûlüllah onların içinde ondört gece ikaamet etti. Sonra (ana tarafından dayıları olan) Neccâr oğulları cemâatine haber gönderdi.
Enes dedi ki: Neccâr oğulları kılıçlarını kuşanarak geldiler.
Enes dedi ki: Rasûlüllah binek devesi Kasvâ üzerinde, Ebû Bekr O’nun arka tarafına binmiş, Ensâr ve Neccâr oğulları cemâati de Rasûlüllah’ın etrafını kuşatmış olarak muhteşem bir kafileyle Medine’ye doğru hareketi hâlâ gözümün önündedir. Nihayet Rasûlüllah indi ve bineğini Ebû Eyyûb’un avlusuna bıraktı.
Enes dedi ki: Rasûlüllah namaz vakti kendisine nerede yetişirse orada namazını kılardı; davar ağıllarında da namaz kıldığı olurdu.
Enes dedi ki: (Ebû Eyyûb’un evine yerleştikten) sonra, Rasûlüllah Mescid’in inşâ edilmesini emretti ve Neccâr oğulları cemâatine haber gönderdi. Onlar geldiklerinde:
— “Ey Neccâr oğulları! Şu bustânınızın bedelini bana bildiriniz” dedi. Onlar da:
— Vallahi biz onun bedelini Sen’den istemeyiz. Bizler onun ecrini ancak Allah’tan umarız, dediler.
Enes dedi ki: Bu bustânda size söyleyeceğim şu şeyler vardı: Bu bustânda müşrik kabirleri vardı; oyuk, tümsek, bakılmamış harabelik yerler vardı; bir kısmında da yabanî hurma ağaçlan vardı. Rasûlüllah emretti de müşrik kabirleri açılıp başka tarafa naklolundu, arsanın çukur ve harabelik yerleri düzeltildi, yabanî hurmalar da kesildi.
Enes dedi ki: Mescid’in (o zaman Kudüs cihetinde olan) kıble tarafına (mihrâb yerine) hurma ağaçlarını dizdiler. Kapının iki tarafını, yani süvelerini taştan ördüler.
Enes dedi ki: Sahâbîler kısa vezinli şiirler söyleyerek bu taşları nakletmeye başladılar. Rasûlüllah da onlarla beraberdi. Hepsi şöyle diyorlardı:
Allâhumme lâ hayra illâ hayru’l-âhireh Fağfir li’l-Ensâri ve’l-Muhâcireh
( = Yâ Allah, âhiret hayrından başka hayır yoktur. Öyle ise Sen, Ensâr ile Muhâcirler’e mağfiret eyle.).