Peygamber’in dâmâdlarından birisi Ebû’l-Âs ibnu’r- Rabî’dir.
3775 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Alî ibn Hüseyin tahdîs etti ki, el-Mısver ibn Mahrame (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Alî bir ara Ebû Cehl’in kızı ile nişanlanmak istedi. Alî’nin bu arzusunu Fâtıma işitti ve akabinde Rasûlüllah’a geldi ve:
— Kavmin senin kızların için öfkelenmez olduğunu söylüyorlar. Bak işte Alî, Ebû Cehl’in kızını nikâh edecek! Dedi.
Bunun üzerine Rasûlüllah kalktı (bir hutbe yaptı). Mısver dedi ki: Ben Rasûlüllah’tan bu hutbesinde şehâdet getirdikten sonra şöyle derken işittim:
— “Amma ba’du (- Sözün bundan sonrasına gelince): Şübhesiz ben (kızım Zeyneb’i) Ebû’l-Âs ibn Rabî’a nikâh ettim. O bana söz verdi ve bana karşı verdiği sözde doğru hareket etti. Şübhesiz Fâtıma bendendir parçadır. Muhakkak ki, ben ona fenalık yapılmasını çirkin görürüm. Vallahi Allah Rasûlü’nün kızı, Allah düşmanının kızı ile bir erkeğin yanında bir araya gelmez”.
(Râvî dedi ki:) Bunun üzerine Alî, Ebû Cehl’in kızı ile evlenmeyi bıraktı.
Muhammed ibn Amr ibn Halhala şunu ziyâde etti: ibn Şihâb’dan; o da Alî’den; o da Misver’den; o şöyle demiştir: Ben Peygamber’den işittim; Abdu Şems oğullârı’ndan bir damadını (Ebû’l-Âs’ı) zikretti ve onu dâmâdlığı hususunda çok güzel övdü: “O bana söz verdi, sözünde gerçek çıktı ve bana verdiği va’di yerine getirdi” buyurdu.